Yalniz degiliz hicbirimiz Baskalarinin hayatinda yalnizca tanidik bir yüzken, sansliysak kendi hayatimizin basrolü oluruz. Fakat bazen kendimizle öyle cetin bir hesaplasmaya gireriz ki kendi hikayemizde dahi gitgide siliklesiriz. Ama bu hikayelerde umutsuzluga yer yok Hayati ister görkemli bir sahnenin suratimiza vuran isiklari altinda yasayalim, ister tingir mingir giden külüstür bir minibüsün mülayim yolcusu olalim... Her halükarda birbirimize görünmez sicimlerle bagliyiz, birbirimizin yasamlarina degdigimiz kisa anlar sayesinde anlam bulur, gökyüzü altinda var olan her rengin essiz tonlarini görme firsatina nail oluruz. Kisi cikaracak kadar umudumuz, korktugumuzda elini tuttugumuz cocuklugumuz, kötü hatiralari silip yerine güzellerini koymayi görev edinen sevdiklerimiz, bir basimiza kalmayacagimiza duydugumuz inancimizla variz. Önü denize, sirti yaman daglara bakan, sicacik insanlarin yasadigi komsu köylere konuk olmaya hazir misiniz Seyma Cekicinin aniden cikagelen komsunun getirdigi bir demlik cayin sicakligindaki öyküleri Ya Bir Gün Kavanoz Kapaklari Bitersede bir araya geldi. Hayallerini findik dallarinda, rahatsiz etmesin diye etiketi kesilmis bebek tulumlarinda, hic tadina bakilmamis tüp cikolatalarda, sofraya sayiyla konmus zeytin tanelerinde, hal hatir soran bir tanidigin samimi sohbetinde ve pek tabii gicir gicir kavanozlarda saklayanlarin hikayesi. Bizim oralarda komsunun bir gün sesi cikmazsa bir sey mi oldu diye kapisi calinir, cocuklar uzun süre aglasa yardima ihtiyacin var mi diye sorulur, cocuklar gülüsse oynassa bizim de evimiz senleniyor diye sevinilir.