Bakmayin burada Bogaza karsi oturduguma.
Biz deniz kiyisi cocuklari degiliz.
Büyük nehirlerin birinin kenarinda, onun cagilti seslerini dinleyerek büyüdük. Bir köprü vardi nehri gecen. Ayaklarinin birinin dibinden akintiya biraktik kendimizi. Yüzmeyi öyle ögrendik. Kiyidaki kumlarin, kayalarin üstünde güneslendik.
Yaz basinda kipkirmizi olurdu sirtimiz. Aksam evde aglayacak hale gelirdik sizidan. Uyuyamazdik.Annemiz yogurt sürerdi caresizlikten. Sizisi gecerdi bir süreligine hic olmazsa. Sonraki günlerde sirtimizin derisi orasindan burasindan kavlamaya baslardi. Ala danalara dönerdik bir süre.
Gün geldi su icindeki kaya diplerine soktuk ellerimizi. Pullu baliklar yakaladik. Bir dere agzinin nehirle birlestigi yerde büyümüs dinc hayitlar Onlarin catal olanlarindan kestik, kemik sapli cakilarimizla.Tuttugumuz baliklari oltalarimiz da vardi ayrica kulak altlarindan cubuklara dizdik, iki sira halinde.Sonra catalinin yumusak uclarini bir ip gibi birbirine doladik tutmak icin...