1789 Fransiz ihtilali Avrupadaki bütün kralliklari endiselere sevk ederken Osmanli bu durumu hic umursamamistir. Hatta Kanuni Sultan Süleyman döneminde baslayan Fransanin korunmasi ve kayirilmasi kapitülasyonlar bu yeni dönemde de devam etmis, Misira Napolyonun gidecegi yönünde istihbarat olmasina ve gazetelerin konuyu ihbar eden yazilarina ragmen Osmanli, Fransanin kendi topraklarinda gözü olabilecegi fikrüaf kabul etmemistir. ... Biliyorsunuz ki, ben kalben ve hissen tamamiyla müslümanim. Dininizi en derin bir arzu ve hürmetle kabul ettim Sizleri kölemenlerin zulmünden kurtarmaya ve medeniyet getirmeye geldim diyerek, beyannamelerle Misir ahalisini kandiran ve Ali Bonaparti adini alarak kendi adina camilerde hutbeler okutan Napolyonun en büyük hayali Misiri aldiktan sonra kuzeye dogru hareket ederek Istanbulu almak ve Sarki Roma Imparatorlugu tacini giymekti. Bu hayalini gerceklestirmesinde baslangicta hic bir engel yoktu. Kölemenlerin kahramanca kendilerini feda etmeleri de Napolyonu durdurmaya kafi gelmiyordu. Ta ki Cezzar Ahmet Pasa adinda Osmanli Pasasi Akkada Napolyonun ordusunu darmadagin edinceye kadar Bu kitapta cok degil 2 yüzyil öncesinin tarihi hikayesi anlatilmaktadir. Acaba seklen ve simaen Napolyona benzemeye calisan ve belki de ona benzemek hayali ile isgal ve istiladan yana olan liderlerin atalarinin izinde gittiklerini söylersek cok mu oluruz Üstad Ziya Sakirin enfes üslubuyla yazilan bu kitap, Türkiyede cok az bilinen bu dönemi anlatmakta ve günümüzdeki Fransiz yöneticilerin ruh hallerini anlamamiza yardim etmektedir.