On dört yasinda, saclarindan sürüklenerek bagira cagira kacirilmasindan iki yil sonra, on alti yasinda, kucaginda bir bebegi ile ana evine geri dönmüstü Mukadder. Ne aci bir hayatti onunkisi... Kendi cocuk, kucaginda cocuk, gözlerinde yaslar; her seye ragmen yüreginde umutlar. Anacigi ise, kizi giderken yanan bagrinin bir kez daha yandigini hissetmisti; kizinin elinde bebesiyle döndügünü görünce Ananin yazisi gizda, o da bizdeymis a gizim... demisti derinden bir of cekerek. Bir taraftan da yüregine su serpilmisti kizinin eve dönüsüyle. Hic olmazsa, sevmedigi bir erkekle ayni evde iskence hayati yasamayacakti kizi bundan sonra. En azindan gözünün önünde olacakti...
Esi tarafindan dövülen bir anne, babalari tarafindan siddet gören cocuklari; zorla evlenmek icin kacirilan ve evlendigi kisi tarafindansiddete maruz kalan kücük bir kiz, bir de istemeden dünyaya getirdigi ve buna ragmen cok sevdigi halde büyümesine taniklik edemedigi cocugu; severek yapilan ikinci evlilik ve yine siddet. Bir kadin, bir ana, daha kac kisiden kötülük görebilir Buna ragmen nasil bu kadar vicdanli olabilir
Yüregim Sarkisini Söylesinde, Melikenin kaleminden okuyoruz bir annenin neler yasayabilecegini ve her seye ragmen ne kadar iyi kalpli kalabilecegini; Mersinin Silifke ilcesinin bir köyünde atmaya baslayan yüregin, hayatin getirdigi acimasizliklarla zaman icerisinde nasil sus pus olabildigini ve tekrar nasil sakiyabildigine sahit oluyoruz.