Rivayetlere mesafeli duran görüs, sadece vahyin verileri ile ed-Dinin mesajinin veya Resulüllahin ögretisinin anlasilabilecegini savunurken, rivayetleri önceleyen -hatta kutsayan- geleneksel anlayis ise tam aksine vahyin verilerini adeta görmezden gelerek siyer algisini bütünüyle rivayetlerden mütesekkil bir peygamber telakkisine sabitlemistir. Hic kusku yok ki, bu telakki daha büyük problemleri beraberinde getirmistir. Kisaca her iki yaklasim da ciddi ölcüde problemli ve bize göre eksiktir. Aksine saglikli bir siyer insasi icin ikisi de gerekli ve elzemdir. Önemli olan müellifin vahiy ve rivayetler arasindaki ayrimi yapabilmesidir.
Bugün var olan siyer eserlerinin tamamina yakini rivayet merkezli bir bakis acisiyla yazildigi icin bircok yönden marazi unsur icerir. Nitekim Resulüllahin sreti veya nübüvveti hakkinda problemli veya vahiyden kopuk telakkilerin olusmasinin arkasinda rivayetlerden mütesekkil siyer yazimininanlatiminin oldukca ciddi etkisi vardir. Elinizdeki calisma vahyin mutlak baglayiciligi cercevesinde kaleme alindigi icin bircok noktada geleneksel kabullerden ayrilmaktadir.