Gündelik hayati tüm karmasikligi ve cesametiyle kendine nesne edinmeyen herhangi bir sosyolojik yaklasimdan bahsetmek mümkün degil Ne var ki sosyoloji disiplini uzun bir kulucka döneminin ardindan bir yandan felsefi tartismalarin besledigi problematikler araciligiyla bir yandan da beseri bilimlerin süregen taarruzlariyla sosyal gercekligin kilcal damarlarina temas eden bir duyarlilik gelistirmek zorunda kaldi. Batida bu gelisme multidisipliner bir vecheyle epeyce mesafe kat ederken Türkiyedeki sosyoloji sahasi gündelik hayat sosyolojisine kimi zaman metodolojik zafiyetlerinden kimileyin de kurumsal barikatlarin alikoymasi hasebiyle gereken dikkati gösteremedi.
Elinizdeki derleme, özellikle Türkiyedeki bu eksiklige dikkat cekme ve konu hakkinda belirli bir duyarliligin gelisimine vesile olma derdiyle sekillendi. Kitap kurucu babalarin mezkr konudaki icgörü ve perspektiflerinden baslayip, 1960 sonrasinin ustalarina degin, gündelik hayati arastirma alanlarinin genis yelpazesini de iceren bir hattan inceliyor. Goffman, De Certeau, Bourdieu, Giddens, Lefebvre, Collins, Schutz gibi farkli patikalarin temsilcilerinin -kendi entelektüel serüvenleri icinde- gündelik hayati nasil nesne kildiklari ve ne türden kavramsalliklar gelistirdikleri calismanin omurgasini teskil ediyor. Hem teoriperverler hem de ögrenciler icin kacinilmaz olarak temel bir basvuru kaynagi.
