Istanbulun fethiyle birlikte Akdeniz üzerinde, kesin hakimiyet elde eden Osmanli, Hindistana giden ticaret yolunun da artik tek hakimidir. Bu durum ticari hayatini Hindistana endekslemis olan Avrupalilar icin cok büyük bir yikim olmustur. Artik Akdenizdeki Türk devletine fazla vergi vermekten bikan Avrupalilar, yeni arayislara giriserek baska yollardan Hindistana gitmeyi amac edinmislerdir. Böylece Cografi Kesiflere baslayan Avrupalilar, yeni kitalar kesfederek buralarin zenginliklerini ele gecirip, Insanlarini kölelestirerek büyük miktarda sermaye birikimine sahip olmuslardir. Fetihte kullanilan sahs toplari, savaslarda kullanilan atesli silahlarin niteligini de ortaya cikarmistir. Artik Avrupada görkemli satolarda yasayan derebeyleri, toplarin atesine daha fazla dayanamayarak kendi halklari tarafindan yikilmistir. Ayrica, kesifler sonucunda ufuklari genisleyen insanlar, Rönesans ve Reform ilkelerinden yola cikarak, tekamülü gelisimi kendi Inisiyatifine alan ve engizisyonlarda din adina insanlari katleden kilisenin hakimiyetine de mutlak anlamda son vermislerdir. Tüm bu hadiseler Avrupada yeni bir sinifi ortaya cikarmistir. Avrupa halklarinin temelini teskil eden sömürgeci burjuva sinifi... Ellerindeki sermaye ile sanayi devrimini gerceklestiren bu sinif, dünyadaki iktisadi ve siyasal yapilanmalari derinden sarsmistir. Hakimiyetlerini iyice percinlestirmek isteyen ülkeler de, milli devlet unsurunu esas alarak ülke bazinda bu faaliyetlere girismislerdir. Iste dünyanin gidisatini tamamiyla degistiren bu olaylar zincirinin tek ve en önemli sebebi, büyük devlet adami Fatih Sultan Mehmet Hanin Istanbulu fethidir...